Tansu Hatipoğlu, 2007 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak görev yaparken böbrek hastalığına yakalandı.
Hatipoğlu’nun böbrekleri tedaviye rağmen 10 yıl sonra işlevini kaybetti.
Engelli olduğu için emekli olan Hatipoğlu, 7 yıl boyunca diyaliz tedavisi gördü.
Hatipoğlu’nun 2 yıl önce evlendiği eşi bağışçı olmak istedi ancak eşinin henüz anne olmadığı için bu isteği etik kurul tarafından kabul edilmedi.
Almanca öğretmeni ve 1 çocuk annesi Tuğçe Saygı’ya 20 yaşındayken karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu.
1994 yılında Almanya’da kadavradan karaciğer nakli yapılan Saygı’da 2019 yılında da böbrek yetmezliği tespit edilmişti.
Diyaliz tedavisine başlayan Tuğçe öğretmene mart ayında İzmir’deki bir hastanede böbrek nakli yapıldı. Ancak Saygı’nın vücudu kadavradan böbrek naklini birkaç gün içinde reddetti.
Saygı tekrar diyaliz tedavisi görmeye başladı.
Saygı ve Hatipoğlu, 17 Eylül’de İzmir’deki özel bir hastanede organ bekleme listesine alınırken, bekledikleri mutlu haber geldi. Her iki hasta da aynı kadavradan yapılan böbrek nakliyle sağlığına kavuştu.
“Böbrek kardeşi olduk”
Tansu Hatipoğlu, hastanede yaptığı basın açıklamasında, aynı cesetten yapılan nakil sayesinde Saygı ile böbrek kardeşi olduklarını söyledi.
Organ bağışının önemine dikkat çeken Hatipoğlu, şunları söyledi: “Ülkemizde kadavradan böbrek nakli maalesef pek yaygın değil. Diyaliz hastalarının ortalama yaşam süresi 6 yıl civarındadır. Bu dönemde insanlar hayatını kaybedebilmektedir. Kadavradan böbrek nakli yapılması gerekmektedir. Özellikle Kızılay’ın kan bağışını teşvik etmesi nedeniyle ülkemizde kan bağışı gerçekten de öyle olacak.” “Kadavra naklinin de teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne kadar artarsa o kadar çok hayat kurtarılır.” dedi.
Tuğçe Saygı, ikinci kez karaciğer nakli ve böbrek nakli geçirdikten sonra kendisini üçüncü hayatına başlamış gibi hissettiğini de söyledi.
Zor günler geçirdiğini kaydeden Saygı, “Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Organ bekleyen diğer hastalara da umut olmak için beden bağışına da destek olmak istiyorum. Gerçekten insanlara yaşam umudu veriyor.” dedi.
Nakilleri gerçekleştiren ekipte yer alan Uzman Doktor Işık Özgü, hastaların sağlığına kavuştuğunu, kadavradan organ bağışlarının istenilen düzeye çıkması halinde birçok hastanın aynı sevinci yaşayabileceğini söyledi.