THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, hava trafik kontrolörlerinin “inisiyatif almadan çalışma” içeren gizli bir saldırı şüphesiyle bilirkişi talebinde bulunduğunu açıklayarak, “Hesabı mahkeme önünde halledeceğiz” dedi. .
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, sosyal medya hesaplarından şu açıklamayı yaptı: “Beyannameler, tehditkar yaklaşımlarıyla daha da talihsiz bir hal aldı.”
BOLAT: GİZLİ SALDIRI ŞÜPHESİ İÇİN UZMAN İSTEDİK
Bolat, hava trafik kontrolörlerinin (ATC) “İnsiyatifsiz çalışma (AAC)” eylemlerine ilişkin CNN Türk'te Hakan Çelik'e açıklamalarda bulundu.
Bolat, uçuşların ve uçakların tek tek takip edildiğini, gizli saldırı şüphesi nedeniyle bilirkişi talebinde bulunduklarını söyledi.
“BELİRLİ BİR ŞEKİLDE GİZLİ BİR SALDIRI OLURSA…”
Bolat şunları söyledi:
“Onu takip ediyoruz (inisiyatifsiz çalışıyoruz). Onları hava üssünde ve uçuşta takip ediyoruz. İnisiyatif almamanın ne demek olduğunu da biliyoruz. Ama onun da ötesinde, bir şekilde gizli saldırılar varsa ve uçaklarımız rötar yapıyorsa bunları tespit ediyoruz. Mahkemeden bilirkişiye sorduk. Bunları tek tek tespit ediyoruz. Şu ana kadar önemli bir şey tespit etmedik. Ancak bunu yaptığımızda mahkemeye başvuracağız. Çünkü uçaklarımızın gecikmesi yolcularımızın memnuniyetini etkiliyor. Ülkeye turist getirmeye çalışıyoruz.
“IAC'NİN ANLAŞILABİLİR OLMADIĞINA İNANIYORUM”
“Mesela Antalya’ya bir uçak geliyor, 1,5 saatlik bir yolculukla geliyor ve size 1 saatlik bir tur veriliyor. Böyle bir senaryo yok ama gerçekleştiğinde turizme büyük etkisi olur. O yüzden ATC'lerin bahsettiği inisiyatif eksikliğinin tam olarak anlaşılamadığı kanaatindeyim. DHMİ zaten arkadaşlarımızla çalışıyor. Mevcut durum “Gecikmelerin onlardan kaynaklandığına dair ciddi bir delil yok. Böyle bir durum ortaya çıkarsa mahkemeye vereceğiz. Kişisel bazda THY'yi ve Türk turizmini baltalamak isteyen varsa onunla mahkemede yüzleşeceğiz.”
HTK-SEN: TEHDİT YAKLAŞIMI
Hava Trafik Kontrolörleri Birliği, programın ardından sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Bugün bir televizyon programı röportajında hava trafik kontrolörlerimiz ve IAC (Work Without Initiative) faaliyeti ile ilgili talihsiz açıklamaları üzüntüyle takip ettik. YAK'ın mahiyetinin tam olarak anlaşılmadığını ortaya koyan bu açıklamalar, tehditkar yaklaşımlarıyla daha da talihsiz bir hal aldı. IAC'ın esas olarak havacılık mevzuatını hiçbir inisiyatif almadan sıkı bir şekilde uygulamaktan oluşan faaliyeti bir şehir efsanesi olarak nitelendirilse de, bu faaliyetin etkisi geçtiğimiz ay havacılık sektöründen gelen açıklamalarla da doğrulanıyor.
Avrupa hava sahasındaki sıkışıklıktan ilgisiz ülkelerdeki ATC'nin yetersizliğine kadar her türlü argümanın gecikme gerekçesi olarak sunulduğu bu süreç, ülkemizdeki hava trafik kontrolörlerinin ve onların haklı taleplerinin göz ardı edilmesine yönelik bilinçli bir yaklaşımın ürünüdür. . Sanayi işletmecilerinin sanki tek merkezden yönetiliyormuş gibi yürüttükleri inkar ve cehalet yöntemi, buzdağını örtmeye çalışmaktan hiçbir farkı yok. Bu yönde yapılan çalışmaların, hava trafik kontrolörlerimizin haklı taleplerinin karşılanması yönünde yapılması durumunda çok daha kısa sürede sonuca ulaşılabileceği açıktır. Üstelik her türlü kuralın çok detaylı yazıldığı, frekans konuşmalarından radar verilerine kadar her şeyin kayıt altına alındığı bir sektörde, IAC dışında kasıtlı gecikmelerin yaşanması da şaşırtıcı. Hiçbir hava trafik kontrolörünün bu yönteme başvurmadığı bilinmesine rağmen, hiçbir somut delil olmadan bizi suçlayan, mahkeme tehdidiyle yıldırmaya çalışan yaklaşımların benimsenmesi kabul edilemez.
Son olarak IAC'ın faaliyeti, kişilik hakkı arayışının ötesinde, ülkemizin her yıl kaybettiği yüz milyonlarca avroyu ülkemize kazandırma mücadelesidir ve bu tutar ekonomimize kazandırılıncaya kadar kararlılıkla devam edecektir. Yerli ve milli bilince sahip herkesin bu mücadeleye destek vermesi, inkar ve tehdit yaklaşımlarından uzak, çözüm odaklı hareket etmesi en büyük dileğimizdir. Bunu üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”